
Bu şehirde gülmek de sevmek de yasak.
İmkanın sadece özgürce atabildiğin adımlarla sınırlı.
Bu şehrin hükümdarı adaletsiz,
Peşin hükümlerle canını yakabiliyor bir canlının.
Durum böyleyken çaresizlik çalıyor kapıyı.
"Dön" diyorum geldiğin yere..
Yusuf'un kuyusuna, Yunus'un pes etmişliğine dön.
Söz dinlemez kapının koluna asılıyor bütün gücüyle.
Bu şehrin etrafı ürkütücü bakışlar ve kulakta yankılınabilecek sözlerle örülü.
Çıkış yok ..Kaçabilirsen ölürsün.
Klonlanmış bir gökyüzü var yukarı baktığında görebildiğin,
Nedeni açık, bir kuruş dahi yok.
Bu şehrin bulutları kapkara Mavisi kayıp.
Ve eksildikçe eksiliyor şehrimin insanları ,dönüş yok.
Kalanlar sahte gülücüklerle avutur çocuklarını,
Görebildikleri tek mutluluktur gözlerindeki.
Ben isyan ettim!
Şehrimin hükümdarının gücünün üstündeki GÜCE dayanarak,
Kıyamdayım, gözlerim secdede...
İmkansız olduğunu düşündürse de etrafımdaki korkuluklar,
Sarpa sarsa da düşlerim ,
Sahte gökyüzündeki güneş! şahit ki ben onlar gibi değilim!
"Ve ben Rabb'im , Sana ettiğim dualar sayesinde hiç bedbaht olmadım"

|